2024 yılının Şubat ayı başlarında bir grup avukat, şüpheli olarak işlem gören yabancı uyruklu müvekkillerine ulaşamadıklarını, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’nden geri gönderme merkezlerine sevk edilen müvekkillerinden haber alamadıklarını, akıbetleri hakkında endişe duyduklarını ifade eden paylaşımlar ve yasal başvurularda bulunmuşlardır.
6458 Sayılı Yabancılar Ve Uluslararası Koruma Kanunu gereği, Türkiye’de kalmanın yasal koşullarını taşımayan ya da kaybeden yabancıların sınır dışı edilmeleri düzenlenmiştir. Özellikle kamu düzeni ve güvenliği açısından sakıncalı olduğu düşünülen, adli vakaya konu yabancılar ivedilikle geri gönderme merkezine sevk edilerek haklarında sınır dışı ve idari gözetim kararları alınmaktadır.
Uygulamada, yabancıların idari gözetime alınmasının ardından avukatlarına veya ailelerine ulaşmaları ancak tutulan kişilerin geri gönderme merkezlerindeki ankesörlü telefonlarla dışarıyı aramaları ile mümkün olabilmektedir. İdari gözetim altına alınan yabancıların alıkonulduklarına dair bilgi emniyet birimleri veya göç idaresi personeli tarafından yakınlarına haber verilmemektedir.
İdari gözetim altındaki yabancı ile iletişim kuramamış avukatların veya yakınlarının genel bir soruşturma yaparak kişinin nerede olduğu konusunda bilgi alabilecekleri bir mekanizma yoktur. Ancak vekaletname sahibi avukatın yazılı başvurusu üzerine söz konusu yabancının başvuru yapılan geri gönderme merkezinde olup olmadığı konusunda bilgi verilmektedir. Müvekkilinin geri gönderme merkezinden başka bir geri gönderme merkezine sevk edilmiş olması halinde bile avukata hangi geri gönderme merkezine sevk edildiği bilgisi verilmemektedir. Bu durum idari gözetimi altında tutulan yabancılar, yabancıların yakınları ve avukatları açısından büyük sıkıntılar yaratmaktadır.
Bir grup avukatın yukarıda sözü edilen paylaşımı ve yasal başvurularının ardından, Göç İdaresi Başkanlığı 17 Şubat 2024 tarihli basın açıklaması ile avukatların, iddialarını kesin bir dille yalanlayarak iddia sahipleri hakkında yasal süreç başlatacağını duyurmuştur. Adli ve idari başvurulara konu edilen iddiaların ivedilikle araştırılarak gerekli adli ve idari soruşturmaların yapılması, benzer sorunların yaşanmaması için gerekli önlem ve idari çözüm mekanizmalarının oluşturulması gerekmektedir. Bunları yapmak yerine söz konusu iddiaların doğrudan yalanlanması ve hatta iddia sahipleri hakkında yasal süreç başlatıldığının ifade edilmesi kamuoyu nezdinde çözüm odaklı bir açıklama değildir .
Göç İdaresi Başkanlığı’nın bu tutumu, Anayasamızın 36. Maddesi’nde güvence altına alınan kişilerin hak arama hürriyeti ve 125. Maddesi ile düzenlenen idarenin her tür işleminin denetlenebilir ve soruşturulabilir olması hakkının engellendiği anlamına gelecektir.
Tüm bu sorunların önüne geçirebilmesi için öncelikle bir tür özgürlüğünden özgürlükten mahrum bırakma yöntemi olan idari gözetimin başlamasıyla birlikte ivedilikle kişilerin yakınlarına ve akıbetleri konusunda bilgi almak isteyen avukatlara 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 2. Maddesi gereği doğrudan bilgi verilmesi, bu bilginin ortak bilgi havuzundan tüm Türkiye genelindeki geri gönderme merkezleri ve adli/idari tutma alanlarını kapsayıcı nitelikte olması, iddiaların titizlikle araştırılması ve çözüm önerimiz olan ortak bilgi havuzundan avukatların şeffaf ve daha kolay usullerle bilgi alabilmelerini sağlayıcı idari mekanizmaların kurulması gerekmektedir.
Göç Araştırmaları Derneği (GAR) – İnsan Hakları Derneği (İHD) – İnsan Hakları Gündemi Derneği (İHGD)
KAOS Gey ve Lezbiyen Kültürel Araştırmalar ve Dayanışma Derneği (Kaos GL)
Mültecilerle Dayanışma Derneği (Mülteci-Der) – FİSA Çocuk Hakları Merkezi