Yunanistan
• ABD Dışişleri Bakanlığı Raporu: Yunanistan’a Yasadışı Göç Artıyor
ABD Dışişleri Bakanlığı yayınladığı raporda, Orta Doğu ve Güney Asya’dan gelen yasadışı göçmenler için giderek artan şekilde geçit kapısı olan Yunanistan’ın, Avrupa’ya ve ABD’ye seyahat eden teröristler için de bir geçiş yolu olarak kullanılabileceğine dair endişelerini açıkladı. Özellikle Ege Denizi üzerinden Yunanistan’a yasadışı olarak giren göçmenlerin sayısı 2008 ve 2009 yıllarında çarpıcı düzeyde artmış ve geçen sene yarısı Kuzey Afrika, Orta Doğu ve Güney Asya’dan gelen 100,000’den fazla yasadışı göçmen yakalanmıştı.
(9 Ağustos, Naftemporiki, Ethnos)
• BMMYK İltica Usullerine ilişkin Geçiş Mevzuatını memnuniyetle karşıladı
BM Mülteci Örgütü, 6 Ağustos’ta Vatandaşı Koruma Bakanı tarafından imzalanan ve bağımsız bir iltica servisi kuracak olan yeni iltica yasasının yürürlüğe girmesine kadar Yunanistan’daki iltica geçiş sürecini belirleyecek Başkanlık Kararnamesini memnuniyetle karşıladı. Bu gelişmeyle, 2009 yazında yürürlükten kaldırılan Temyiz Komitelerin faaliyetlerine devam etmesine ve işlevinin güçlendirilmesine zemin hazırlanacak. Yeni Komiteler, dosyalarının ikinci incelemesi için yıllardır bekleyen kişilere ait 46,000’den fazla talebi değerlendirecek. BMMYK Yunanistan Ofisi’nin Temsilcisi Giorgos Tsarbopoulos, ‘İltica geçiş usullerine ilişkin Başkanlık Kararnamesinin imzalanması önemli bir gelişmedir.’ dedi.
(10 Ağustos, ANA-MPA, www.enet.gr ( http://www.enet.gr/ ), hellenicaction.blogspot.com, Rizospastis, Agevematini, Naftemporiki, Express)
• Evsiz Afgan Çocuğa Cinsel Taciz Endişe Uyandırdı
Atina şehir merkezindeki terkedilmiş bir binadan tahliye edilmesi ardından ailesiyle parkta uyuduğu sırada cinsel tacize uğradığı bildirilen 3 buçuk yaşındaki evsiz Afgan çocuğu hakkındaki şok haber, korumasız bırakılan hassas durumdaki kişiler meselesini gündeme taşıdı. Sağlık Bakanlığı görevlileri, grupların sığınmacı olup olmadıkları fark etmeksizin hassas durumda iseler, korunmaları gerektiğini ifade ederek, tahliyelerden önce bina sakinlerinin ihtiyaçları kayıt altına alınmalı ve yetkili merciler bu yönde bilgilendirilmelidir dedi. Fakat çoğu Afgan iltica talebinde bulunmadığından ve takip edilmeleri zor olduğundan, kolaylıkla istismar mağduru olabiliyor veya kötüye kullanılabiliyorlar.
(Kathimerini, 10 Ağustos, tvxs.gr, 11 Ağustos)
• 78 Yasadışı Göçmen Yakalandı
8 Ağustos’ta Spetes Adası yakınlarında, Türkiye’den yola çıkıp İtalya’ya ilerleyen ve içinde 50 yasadışı göçmen bulunan bir tekne tespit edildi. Liman yetkilileri batma tehlikesi taşıyan teknenin yakınlardaki bir balıkçı tarafından bildirilmesi üzerine tekneyi kurtarmaya gitti. 50 göçmen ve 2 kaçakçı tutuklanarak Piraeus’a nakledildi. Limni Evoia’da yaşanan benzer bir olayda, çoğu Somalili ve Afgan olan 28 yasadışı göçmen, Ukrayna bandrollü bir tekneden iner inmez yakalandı. Ukraynalı iki kaçakçı da gözaltına alındı.
(10 Ağustos, 11 Ağustos, Ethnos, Naftemporiki, http://www.newsbeast.gr, http://www.newsit.gr,
http://www.lamiareport.gr/, Eleftheros Typos)
• Göç Akınlarına yönelik Ulusal Eylem Planı
Önümüzdeki günlerde Avrupa Komisyonu’na, artan göç akınlarını ele alacak bir ulusal eylem planı sunulacak. Bu plan, tarama merkezleri hakkında bir mevzuat taslağı ve İçişleri Bakanlığı ya da Adalet Bakanlığı’na bağlı bağımsız bir iltica servisinin kurulması gibi, Eylül ayında yürürlüğe girmesi beklenen birtakım yasal girişimleri içeriyor. Ayrıca hassas durumdaki kişilerin konaklayacağı kabul tesisleri arttırılacak ve refakatsiz çocuklar için özel merkezler kurulacak. Bunlara ilaveten, gözaltı merkezlerinin kapasitesi arttırılırken, imkanları yetersiz tesisler kapatılması öngörülüyor.
(Kathimerini, 11 Ağustos)
• Patras Limanı’nda Göçmenler ve Kamyon Şoförleri arasında Çatışma
17 Ağustos’ta Patras’taki kamyon şoförleri ile İtalya’ya gidecek feribotlara binmek üzere kamyonlara saklanarak bekleyen yasadışı göçmenler arasında çatışma çıktı. Şuanda şehirde yaklaşık 700 yasadışı göçmenin yaşadığı tahmin ediliyor. Patras’ın kuzey bölgesinde yaklaşık 250 Afgan yaşarken, 300 Afrikalı güneyde konaklıyor, kalan Kuzey Afrikalı grup ise eski, terkedilmiş binalarda yaşıyor. Bu göçmenlerin birçoğu fırın ve süper marketlerin önünde bekleyerek, yiyecek bir şeyler bulmaya çalışıyor. Bazıları da çöp bidonlarını karıştırıyor. Achaia Kaymakamlığı’nın göçmenlere günde bir öğün yemek temin etme kararı ise henüz yürürlüğe girmedi.
(18 Ağustos, Eleftherotypia, Kathimerini)
İspanya
• İspanya’nın Ceuta’daki Kritik Afrikalı Göçmenlere ‘İnsanlık dışı Davranışları’ Rabat’ı öfkelendirdi
Fas, sağlık durumu kritik sekiz Aşağı Sahralı göçmeni Fas kıyıları yakınlarında terk eden İspanyol Jandarma sınır devriyesini suçladı. Dışişleri Bakanı beyanatında ‘İspanyol jandarma devriyesi, Cuma günü 7 sularında sağlık durumu kritik sekiz Aşağı Sahralı göçmeni Belyounech köyü kıyıları yakınlarında terk etti.’ denildi.
Pazartesi günü Fas, İspanya’nın diğer özerk şehri Melilla’da Faslı bir öğrencinin polis tarafından dövüldüğünün bildirilmesi ardından ‘ciddi şekilde öfkelendiklerini’ ifade etti. Ancak Salı günü İspanya, bu olayı inkar etti. Fas otoritelerine göre Cuma günü bulunan sekiz Aşağı Sahralının dördü Kamerun’dan diğerleri ise Senegal, Çad, Gana ve Gabon’dan geliyor. Dışişleri bakanı, göçmenlerin tahliye edildiğini ve acil tıbbi yardım sağlandığını açıkladı. Fas basını geçtiğimiz günlerde Ceuta ve Melilla sınır karakolları yakınlarında İspanyol polisi ve Faslılar arasında birtakım olaylar yaşandığını bildirmişti.
Rabat’ın, Ceuta ve Melilla’yı daima kendi topraklarının işgal edilmiş şehirleri olarak görmesine rağmen, Fas hükümetinin konuyla ilgili diyalog çağrısını takiben Madrid, Mayıs ayında iki özerk ildeki İspanyol egemenliğini ve ‘İspanyol karakterini’ tekrar doğrulamıştı.
(6 Ağustos, http://www.middle-east-online.com/english/?id=40441)
• Kübalı Muhalifler İltica için İspanya’yı Yasal Yollarla Tehdit Etti
Serbest bırakılan ve Temmuz ortalarından beri İspanya’da bulunan 20 Kübalı muhalifin 6’sı, İspanyol hükümetinin kendilerine talep ettikleri siyasi iltica hakkını vermemesi halinde, statülerinin yasal hale getirilmesi için yasal yollara başvuracak. Muhaliflerin avukatı Fernando Vizcaino, muhaliflerin siyasi gerekçelerle hapse atıldıkları ve Küba hükümeti tarafından sınır dışı edildikleri aşikar olduğunu ve mülteci statüsü almak istediklerini ifade etti. Bu statünün, İçişleri Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığının yetkililerinin katılımıyla faaliyet gösteren İltica ve Mülteciler Ofisi tarafından altı ay içerisinde karara bağlanması gerekiyor. Altı muhalif ve yaklaşık 20 akrabasından oluşan grup, ivedi bir sonuç alabilmek üzere Ombudsman’ın Ofisinden koruma talep edecekler. Viscano, ‘Hükümetin Kübalı yetkililerle sorun yaşamaktan sakındığı için ‘bu kişilere sığınma statüsü vermeyeceğini’ gayri resmi olarak söylediğini belirtti. ‘Talepleri bu yönde sonuçlanırsa, muhalifler mahkemeye başvuracak ve İspanyol mahkemeleri taleplerini bir karara bağlayacak’ diye ekledi.
(8 Ağustos, EFE News Service)
• Özerk İspanya topraklarına Fas Blokajı Durduruldu
Fas’taki bir tüccar birliği, geçtiğimiz hafta sınır polisleri tarafından gerçekleştirildiği iddia edilen istismarları protesto etmek üzere İspanyol özerk bölgesine gıda sevkıyatını iki defa ablukaya alan Faslı aktivistlerin, Çarşamba günü Ramazan ayı sonuna yani Eylül’e kadar gösterilerini askıya alacaklarını söyledi.
Anlaşmaya göre Faslıların ‘işgal edilmiş’ topraklar olarak gördüğü 70,000 nüfuslu Kuzey Afrika şehri Melilla’ya uygulanan kesintili blokaj geçici süreliğine durdurulacak. Çarşamba günü gerçekleşen son protestolarda Melilla’ya çabuk bozulabilir gıda sevkıyatları durdurulmuştu.
Ancak Melilla’daki Müslüman tüccarlar birliği başkanı Yusef Kaddur, Melilla’ya giriş yaparken İspanyol sınır polislerinin vahşet ve ırkçı muamele uyguladığı iddiaları ile tetiklenen sorunların yeniden gündeme gelmesi halinde blokaja devam edilebileceğini açıkladı.
(18 Ağustos, http://news.yahoo.com/s/ap/20100818/ap_on_re_eu/eu_spain_morocco )
Malta
• ‘Maltalı’ Sığınmacılar yasadışı olarak kuzeye ilerliyor
Geçen sene Malta’ya ayak bastıktan sonra sığınma başvurusunda bulunan toplam 261 göçmenin, yasadışı olarak diğer AB ülkelerinde kaldığı ortaya çıktı. Sunday Times, bu göçmenlerin AB yasaları uyarınca başvuru süreçlerine giriş yaptıkları ilk AB ülkesinde devam edilmesi için Malta’ya geri gönderileceğini bildirdi.
İltica başvurularını değerlendirmekle görevli üye devletleri belirlemeye yardımcı olan AB genelindeki biyometrik mekanizmadan sorumlu organizasyon Eurodac’tan alınan bilgilere göre Malta’dan ‘kaçan’ sığınmacıların çoğu Kuzey Avrupa ülkelerine ilerliyor. 2009 verilerine göre, yakalananların büyük bir kısmının (102 kişi) Hollanda’da, ardından AB üye devleti olmayan fakat sistemde yer alan Norveç’te (74), Almanya’da (50) ve İtalya’da (10) olduğu tespit edildi. Diğer ‘Maltalı göçmenler’ ise Fransa, Çek Cumhuriyeti, Finlandiya ve İsveç’te yakalandı.
Eurodac yetkilisi, ‘Malta’nın tüm yasadışı göçmenler için son varış yeri olmadığının ve birçoğunun Kuzey Afrika’dan İtalya’nın güney kıyılarına yol alırken yanlışlıkla Malta’ya geldiğinin farkındayız.’ dedi.
( 8 Ağustos, Times of Malta)
• Marsa Açık Merkezi işleten STK Sözleşmeyi yenilemeyecek
Önümüzdeki ay Marsa Açık Merkezi’nin idaresi, şuanda göçmen merkezini işleten STK’nın sözleşmeyi yenilememe kararı ile el değiştirecek. Fondazzjoni Suret il-Bniedem’in genel müdürü Oliver Gatt, STK’nın merkezde çalışmaya devam etmeme kararının hükümetle aralarındaki herhangi bir anlaşmazlıktan kaynaklanmadığını belirtti. Gatt, ‘Yalnızca diğer projelerimize daha fazla odaklanmak istiyoruz. Yine de buradaki son günümüze dek işimize aynı yoğunlukla devam edeceğiz.’ dedi. Sözleşme 15 Eylül’de sona eriyor ve kaynaklardan alınan bilgilere göre, hükümete bağlı Sığınmacıların Refahı Örgütü işletmeyi devralacak. Örgüt aynı zamanda Hal Far açık merkezini ve çadır köyünü de işletiyor. Ancak Adalet Bakanlığı, açık merkezin kime devredileceği hakkındaki soruları yanıtsız bıraktı.
(17 Ağustos, Times of Malta)
Avrupa Birliği
• Vatandaşlık Hakları Romanlara uygulanmıyor
Tüm büyük Avrupa ülkeleri, toplu Roman tahliyelerini ve Roman yerleşim alanlarının yıkılmasını planlıyor. İnsan hakları grupları bu tedbirlerin bütün bir etnik gruba karşı suç oluşturacağı ve AB yasalarını çiğneyeceği konusunda uyarıda bulundu. Fransız yönetimi 29 Temmuz’da önümüzdeki 3 ay içerisinde 300 Roman kampının boşaltılacağını duyurmuştu. Cumhurbaşkanının ofisine göre kamplar ‘yasadışı kaçakçılığa, dramatik yaşam koşullarına, çocukların dilencilik için kötüye kullanılmasına, fuhşa ve suçlara yataklık ediyor.’ Fransa 2010 sonlarına doğru, ülkede yasadışı olarak ikamet eden Romanları ‘kamu düzeni gerekçeleriyle’ sınır dışı etmeye yönelik mevzuatları yürürlüğe koyacak. Almanya önümüzdeki yıllarda yaklaşık 12,000 Romanı Kosova’ya geri göndermeye karar verdi. Bunların yarısı Almanya’da büyümüş çocuk ve gençlerden oluşuyor. İsveç bu sene 50 Romanı dilencilik yaptıkları gerekçesiyle, dilenciliğin ülkede yasadışı olmamasına rağmen sınır dışı etti. Danimarka Temmuz ayında 23 Doğu Avrupalı Romanı sınır dışı etti. Belçika’da Temmuz ayında 700 Roman Flandre’den çıkmaya zorlanırken, bu kişilere Wallonia’da yalnızca geçici barınma imkanı sağlandı. İngiliz hükümeti geçtiğimiz ay, onlarca Roman ailesini ve gezgini yasa dışılığa iterek, bu kişilerin tahliye edilmesine dair bir mevzuat duyurusunda bulundu. Batı hükümetleri tarafından atılan bu adımlar, ‘Romanların Dahil Edildiği On Yıllık Dönem’in (2005-2015) ortasına denk geliyor: ‘Sosyo-ekonomik statünün iyileştirilmesi ve Romanların Sosyal Dahiliyeti konusunda Avrupa hükümetlerinin benzeri görülmemiş taahhüdü.’
Batı hükümetlerinin tedbirleri ağırlıklı olarak, AB genişlemesi ardından daha iyi bir hayat umuduyla batıya ilerleyen Doğu Avrupalı Romanlara yönelik. Avrupa vatandaşları olmalarına rağmen, AB’nin temel hakkı olan hareket özgürlüğünü ihlalen sınır dışı edilme tehdidi altındalar. Tahliye ve yıkımlar, birçoğu Batı Avrupa uyruklu olan fakat kültürleri uyarınca seyahat etmeyi yaşam biçimi haline getiren ‘gezgin’ gruplarını da hedef alıyor. Fransa’da 300,000 ile 500,000 arasında gezgin olduğu tahmin edilirken, İngiltere’nin yaklaşık 18,000 Roman ve gezgin karavanına ev sahipliği yaptığı düşünülüyor. İnsan hakları grupları, bazı Batılı politikacıların, Romanların entegrasyonunun zor olduğu izlenimini vermek amacıyla gezginler ve Romanlar (büyük bir kısmı yerleşik, bir kısmı ise göçebe olan oldukça heterojen bir grup) arasındaki farkı bulanıklaştırmaya hevesli olduğunu söylüyor. Buna ilaveten aktivistler, politikacıların toplu tahliyeler için zemin hazırlamak amacıyla bazı Romanlar tarafından işlenen suçları ön plana çıkartarak, tüm Roman topluluğunun kamu güvenliğine tehdit oluşturduğu algısını yaratmaya çalıştığını iddia ediyor.
(7 Ağustos, http://ipsnews.net/news.asp?idnews=52415 )
• Avrupa’ya Giren Göçmenlerin Sayısında Düşüş
Daha iyi bir hayat arayışıyla Avrupa’ya gelen göçmenlerin sayısında azalma kaydedildi. Avrupa Birliği sınır güvenlik örgütü Frontex’in verilerine göre, bu senenin ilk üç ayında İtalya ve Malta’ya yalnızca 150 kişi geldi. Bu sayı 2009 yılının aynı dönemi için 5,200’ü bulmuştu. Aynı kaynağa göre, 2010’un ilk üç ayında Avrupa topraklarında yakalanan beş göçmenden dördü Yunanistan’da yakalandı.
(18 Ağustos, Kathimerini, Makedonia)
(Kaynak: BMMYK)