Beş insan hakları örgütünden oluşan Mülteci Hakları Koordinasyonu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’na Hatay’daki sığınmacıların Suriye’ye zorla sınırdışı edildikleri iddiaları ile ilgili bir mektup gönderdi.
Mektupta Türkiye’ye sığınan Suriyeliler’in ulusal ve uluslararası hukuka aykırı bir şekilde, Türkiye yetkilileri tarafından zorla sınırıdşı edildiği iddiaları ile ilgili etkin bir soruşturma yapılması istendi.
Mülteci Hakları Koordinasyonu daha önce hükümete başvuru yaparak Hatay’daki çadır kentleri ziyaret etmek istemiş fakat hükümet yetkilileri bu talebi reddederek, insan hakları örgütlerinin Hatay’daki Suriyeliler’e yönelik çalışma yürütmelerini engellemişti. Mülteci Hakları Koordinasyonu mektupta yetkililerden insan hakları örgütlerinin Suriyeli sığınmacılarla çalışmasının önündeki engelleri kaldırmalarını talep etti.
Koordinasyon, Bileşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’na da mektup göndererek bu kurumları göreve çağıracak.
Cumhurbaşkanı, Başbakan, İçişleri ve Dışişleri Bakanı’na Gönderilen Mektup:
Suriye’deki şiddet olaylarından dolayı birçok Suriyeli ülkelerini terk ederek Türkiye’ye sığınmış ve Türkiye hükümeti tarafından Hatay’da hazırlanan çadır kentlere yerleşmeleri sağlanmıştır. Resmi yetkililerin açıklamalarına göre şimdiye kadar 20 bini aşkın Suriyeli Hatay’daki kamplara giriş yapmış ve zamanla bir kısmı ülkelerine geri dönmüştür.
Basında yer alan iddialara göre Türkiye yetkilileri tarafından bazı Suriyeliler şiddet ortamının devam ettiği Suriye’ye zorla sınırdışı edilmiştir. Serbast Mahmoud’un da Türkiye yetkililerince sınırdışı edildiği iddialar arasındadır. Hukuk dışı uygulamalarla Suriyeli sığınmacıların insan haklarının ihlal edildiği iddiaları bizleri kaygılandırmaktadır.
En son geçen hafta Adana Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma neticesinde aralarında kamu görevlilerinin de olduğu kişilerin Hatay’daki çadır kentlerden birinde ikamet eden Suriyeli Hüseyin Mustafa Harmuş’u Suriye’ye zorla iade ettikleri ortaya çıkmıştır. Harmuş, 2011 yılının Haziran ayında Suriye’den kaçmış Türkiye’ye sığınmıştı.
Türkiye’nin de onayladığı 1951 Cenevre Sözleşmesinin 33. Maddesine göre; “Hiçbir akid Devlet bir mülteciyi, ırkı, dini, vatandaşlığı, muayyen bir içtimai zümreye mensubiyeti veya siyasi fikirleri dolayısıyla hayat ve hürriyetinin tehdit edileceği ülkelerin hudutlarından her ne şekilde olursa olsun sınır dışı veya iade edemez.”
Uluslararası örf ve âdet hukuku kuralı olarak kabul edilen “ geri göndermeme ilkesi” temel insan haklarından biri ve bütün devletlerin uyması beklenen genel bir ilkedir.
Ayıca Türkiye iç mevzuatının bir parçası olarak 5237 sayılı TCK’nın 18. Maddesi “Geri Verme” yi düzenlemektedir. Bu maddeye göre geri verme talebine esas teşkil eden fiil “Düşünce suçu veya siyasî ya da askerî suç niteliğinde ise” ya da “Kişinin, talep eden devlete geri verilmesi hâlinde ırkı, dini, vatandaşlığı, belli bir sosyal gruba mensubiyeti veya siyasî görüşleri nedeniyle kovuşturulacağına veya cezalandırılacağına ya da işkence ve kötü muameleye maruz kalacağına dair kuvvetli şüphe sebepleri varsa” geri gönderme işleminin gerçekleştirilemeyeceği düzenlenmiştir.
Ulusal ve uluslararası hukuk gereği Türkiye hükümetinin koruması altında olan sığınmacıların güvenliklerini tehlikeye atacak sınırdışı uygulamaları iddiaları ile ilgili kapsamlı ve etkin bir soruşturmanın hem adli makamlar hem de idari makamlar tarafından yürütülmesi gerekmektedir.
İnsan hakları örgütleri olarak ilk günden buyana Hatay’daki çadır kentlerde çalışma isteğimizi Türkiye hükümetine birden çok kez ilettik. Bu taleplerimize olumlu cevap verilmeyerek çadır kentlere girmemiz ve orada çalışma yürütmemiz engellenmiştir.
Önümüzdeki aylarda da Suriye’deki şiddet ortamının devam etmesi halinde Türkiye’ye binlerce Suriyelinin sığınması muhtemeldir. Benzeri insan hakları ihlallerinin yaşanmaması için gerekli tedbirlerin alınmasını, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği gibi uluslararası kurumlarla işbirliğinin geliştirilmesini ve Türkiye’deki insan hakları örgütlerinin konuyla ilgili çalışmalarının önündeki engelleri kaldırmak için inisiyatif kullanmanızı bekliyoruz.
Saygılarımızla,
■ Helsinki Yurttaşlar Derneği (hYd)
■ İnsan Hakları Derneği (İHD)
■ İnsan Hakları Gündemi Derneği (İHGD)
■ Mültecilerle Dayanışma Derneği (Mülteci-Der)
■ Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi (UAÖ)