“Çok yeni bir icattır kadın”
(Ursula K.Le Guin)
25 Kasım 1999 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından “Kadına Karşı Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü olarak kabul edildi.
Aradan 23 yıl geçti, ama batı cephesinde değişen hiçbir şey yok. 20 Mart 2021 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile İstanbul Sözleşmesinin Türkiye bakımından feshedilmesine karar verilmesiyle, kadına karşı şiddet nedeniyle yapılan yargılamaların önüne büyük bir engel daha devlet eliyle konulmuş oldu.
İran’lı Mahsa Amini öldürüldü ve ardından gelen küresel protesto ve dayanışma, umudun en çok buradan beslendiğini bir kez daha gösterdi.
Kadın, savaşta ve barışta hep en önde değersizleştirilen canlı: Evinde, işinde, savaşta, göç yollarında, homofobi ve transafobinin her türünde ilk önce onun yaşamı alaşağı ediliyor, önce onun bedeni ve ruhu gözden çıkarılıyor. Bir insan hakkı ihlali olan “kadına karşı şiddet” dil, din, ırk, renk, etnik köken, sınıf ve mezhep ayrımı gözetmeksizin her yerde.
İHGD, kuruluşundan beri genel anlamda bütün insan hakları ihlallerine karşı durmayı sürdürmüş ama özellikle “ayrımcılık yasağı” belirgin çalışma alanı olmuştur. Bu bağlamda kimse asla ihlal mağduru olmamalı, bu yolda yalnız yürümemeli ve şiddet, asla kadınların yaşamının bir parçası olmamalı diyor ve kamu otoritesini kadına karşı şiddetin önlenmesi yönündeki sorumluluğunu yerine getirmeye davet ediyoruz.