Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı, 23 Nisan 2008 günü hukuksuz şekilde, zorla sınırdışı edilirken Dicle Nehri’nde boğulduğu rapor edilen 4 kişiyle ilgili derhal bir açıklama yapmalıdır. Olayın sorumluluları hakkında vakit geçirmeksizin resmi soruşturma başlatılmalıdır.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (BMMYK) Cenevre’deki merkezinden 25 Nisan 2008 tarihinde yapılan yazılı açıklamaya göre, geçen Çarşamba günü (23 Nisan 2008) Türkiye devleti güvenlik güçleri tarafından kayıtdışı ve hukuksuz olarak Irak’a sınırdışı edilmek üzere Habur yakınlarında Dicle Nehri’ni yüzerek geçmeye zorlanan 18 kişiden 4’ü akıntıya kapılarak boğulmuş ve hayatlarını kaybetmişlerdir.
BMMYK’nın sağ kurtulanlarla yapılan ayrıntılı görüşmelere dayanarak yaptığı açıklamada, ölen 4 kişiden birinin BMMYK Türkiye Ofisi tarafından uluslararası hukuka göre “mülteci” olarak tanınmış bir Iran vatandaşı olduğu; ayrıca nehri geçmeye zorlanan 18 kişi arasında BMMYK tarafından “mülteci” olarak tanınmış aynı durumda 4 kişi daha bulunduğu bildirilmektedir. Bu kişilerin BMMYK’nın çabalarına rağmen hayatlarına kasteden bir biçimde, kayıtdışı ve hukuksuz olarak sınırdışı edildikleri anlaşılmaktadır.
Uluslararası hukuka göre “mülteci” durumunda bulunan kişilerin zulüm riski altında olacakları yerlere geri gönderilmemesi temel bir kaidedir. Ayrıca “mülteci” durumunda olsun olmasın, sınırdışı edilmelerine karar verilen kişilerin başta yaşam hakkı olmak üzere, ulusal kanunlar ve Turkiye’nin uluslararası insan hakları hukuku yükümlülüklerinden gelen temel hak ve güvencelerinin gözetilmesi, istisnaya yer olmayan yasal bir zorunluluktur. Sınırdışı uygulamaları ancak yasal ve resmi prosedürler dahilinde kayıtlı olarak gerçekleştirildiğinde meşru ve hukuki kabul edilebilir.
BMMYK tarafından uluslararası kamuoyuna duyurulan sözkonusu olayda, 18 kişinin hukuksuz ve kayıtdışı olarak, üstelik yaşamlarını tehlikeye atmak pahasına Dicle Nehri’ni geçmeye zorlanması ulusal ve uluslararası hukuk yükümlülüklerinin ciddi ve aleni bir ihlalidir. Ancak son dönemde Türkiye’nin hukuksuz sınırdışı uygulamalarındaki kaygı verici artış gözönüne alındığında, bu olayın şaşırtıcı olduğunu söylemek malesef mümkün değildir.
Biz insan hakları örgütleri olarak İçişleri Bakanlığı yetkililerinin bu vahim olayla ilgili derhal resmi açıklama yapmalarını, ve sorumluların kanun önünde hesap vermesi için ciddi bir soruşturma başlatılmasını talep ediyoruz. Olayın takipçisi olacağız.
Malesef devletin güvenlik güçleri eliyle kayıp edildiği bildirilen 4 insan hayatının telafisi artık mümkün değildir; ama benzer bir insanlık utancının tekrar yaşanmaması için Türkiye demokratik kamuoyunu göreve çağırıyoruz.
Helsinki Yurttaşlar Derneği / İnsan Hakları Derneği / İnsan Hakları Gündemi Derneği / MAZLUMDER / Mültecilerle Dayanışma Derneği / Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi
_________________________________________________________________________________
EK: BMMYK tarafından 25 Nisan 2008 tarihinde yapılan yazılı açıklamanın tam metni
BMMYK Basın Açıklaması
BMMYK Türkiye’nin gerçekleştirdiği, 4 kişinin ölümü ile sonuçlanan mültecilerin sınırdışı edilmesi olayından derin kaygı duymaktadır.
Cuma, 25 Nisan 2008
____________________
CENEVRE – Tanıkların Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne (BMMYK) verdiği ifadelere göre, aralarında İranlı bir mültecinin de bulunduğu dört erkek, 18 kişilik bir grubun Türkiye’nin Irak sınırında bulunan Dicle Nehri’ni geçmeye zorlandıkları sırada kuvvetli akıntıya kapılmış ve boğularak hayatlarını kaybetmiştir.
Olay 23 Nisan Çarşamba günü, Türkiye’nin güneydoğusunda Þırnak ili Habur (Silopi) sınır kapısı yakınlarında, sınrı hattının Irak sınır muhafaza birimlerinin devriye gezmediği bir bölgesinde gerçekleşmiştir. Görgü tanıklarının ifadesine gçre, Türkiye devleti yetkilileri daha önce çeşitli uyruklardan 60 kişilik bir grubu Habur’daki resmi sınır noktasından Irak’a zorla sınırdışı etmeyi denemiştir. Irak hudut yetkilileri bu kişilerden Irak uyruklu olan 42’sinin ülkeye kabulüne onay vermiş, ancak Iran ve Suriye uyruklu olan 18 kişinin iadesini kabul etmemiştir. Bunun üzerine Türkiye güvenlik birimleri, aralarında BMMYK tarafından tanınmış 5 Iranlı “mültecinin” de bulunduğu bu 18 kişilik grubu, Dicle Nehri’nin iki ülke arasında sınır olduşturduğu bir yere getirmiş ve Irak tarafına yüzerek geçmeye zorlamıştır.
BMMYK tarafından görüşme yapılan görgü tanıklarının ifadesine göre, nehri yüzerek geçmeye zorlanan 18 kişiden, aralarında BMMYK tarafından tanınmıiş bir mültecinin de bulunduğu 4 kişi nehirdeki kuvvetli akıntıya kapılarak boğulmuşlardır. Bu kişilerin cesetleri bulunamamıştır.
BMMYK, Erbil’de bulunan bürosu aracılığıyla olaydan sağ kurtulan mültecilerle temas halindedir. BMMYK Erbil Ofisi yetkilileri bu kişilerin olaydan dolayı derin bir travma içinde bulunduklarını bildirmektedir.
BMMYK olaydan önceki dönemde Türkiye devleti Hükümeti’ne, 18 kişilik grubun içinde bulunan ve daha önce düzensiz yollardan Yunanistan’a geçmeye çalışırken yakalandıktan sonra gözetim altına alınan 5 Iranlı mültecinin sınırıdIşı edilmemesi yönünde yazılı talepte bulunmuş idi. Ancak BMMYK’nın talebine rağmen, bu 5 mülteci sınırdışı edilecek diğer kişilerle birlikte Salı günü bir otobüse konarak Irak sınırına doğru yola çıkarılmış, ve 23 saatlik bir otobüs yolculuğundan sonra sınıra getirilmiştir. Oysa BMMYK, Türkiye devleti Hükümeti’ne daha önce yaptığı çeşitli yazılı bildirimlerle Irak’ı bu 5 mülteci açısından güvenilir bir sığınma ülkesi kabul etmediğini belirtmişti.
BMMYK Türkiye devleti Hükümeti’nden mültecilerin zorla sınırdışı edilmesi ve 4 insanın hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan olaya ilişkin açıklama beklemektedir.
(İngilizce aslından resmi olmayan çeviri: Helsinki Yurttaşlar Derneği)
Belgenin orijinaline BMMYK sayfasından ulaşabilirsiniz: http://www.unhcr.org/news/NEWS/4811e23c4.html